21 Şubat 2018 Çarşamba

Dikilitaş’ta bir yolsuzluk hikayesi

Sultanahmet Meydanı’nda dikili olan Obelisk veya bizim bildiğimiz ismi ile Dikilitaş ayrıntılı incelendiğinde yüzyıllar öncesinden size bazı şeyler fısıldar. Hatta bir yolsuzluk hikayesi bile anlatır.
dikilitaş_kitabesi
Daha önce dikkatinizi çekti mi? Dikilitaş’ın kitabe kısmında kazınmış ama sonra tekrar yazılmış bir kısım var.
Önce kitabede neler yazıyor onu bir aktarmaya çalışalım
DIFFICILIS QVONDAM DOMINIS PARERE SERENIS
IVSSVS ET EXTINCTIS PALMAM PORTARE TYRANNIS
OMNIA THEODOSIO CEDVNT SVBOLIQVE PERENNI
TER DENIS SIC VICTVS EGO DOMITVSQVE DIEBVS
IVDICE SVB PROCLO SVPERAS ELATVS AD AVRAS
Tercümesi ise şu şekilde;
Önceleri direnmiştim; fa­kat  yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşı­mam bana emredildi. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da böylece galip gelindi ve Proclus’un yönetimi altında üç defa on günde yükselmeğe mecbur edildim.
Dikilitaş’ın kitabesi taşın ağzından cümlelermiş gibi hazırlanmış.  Kitabede İmparator Theodosius’un bu taşı Proclus’un yardımı ile diktiğini anlatıyor. Theodosius’un, 379’dan 395’e kadar Roma İmparatorluğu yaptığını ve Doğu ve Batı Roma’nın ikisini birden yönetmiş son imparator olduğunu biliyoruz.

Peki bu Proclus kim? Tahminen dönemin belediye başkanı veya benzer bir görevdeki kişi idi.  Şimdi gelelim başta anlattığımız yolsuzluk meselesine. O dönem birinin yolsuzluğa karışması veya suç işlemesi durumunda aldığı ceza ile yetinilmiyor yaptığı eserler üzerinden ismi kazınıyordu. Tıpkı dikilitaş kitabesinde olduğu gibi. Fakat Proclus aklanmış olacak ki kitabeye ismi tekrar yazılmış…
Kitabe çevirisi için http://arkeokur.tumblr.com ‘ teşekkür ederiz.

Kaynak: http://www.hayalleme.com/dikilitasta-bir-yolsuzluk-hikayesi/

Dikilitaş’ın üzerinde ne yazıyor?

Günümüzde Sultanahmet Meydanı olarak bildiğimiz Hipodrom, Bizans Dönemi’nde araba yarışları, müzisyen toplulukları, dansözler, akrobatlar, vahşi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantıların yapıldığı bir alandı. Alanın tam ortasında ise dikilitaşlar ve heykeller bulunuyordu. O dönemden “Dikilitaş”, “Yılanlı Sütun” ve “Örme Sütun” günümüze ulaşabildi.
Bizans Dönemi Hipodrom

Dikilitaşlara farklı anlamalar yükleyenler olmuş taşların birer kozmik anten olduğunu söyleyenler çıkmıştır elbet. Biz bu kısmı ile ilgilenmeyip 3.500 yaşındaki bir taşın tarihine ve üzerinde yazanlara bakacağız.

Thutmosis Obeliski veya bizi bildiğimiz ismi ile Dikilitaş…
Sultanahmet Meydanı’nın Ayasofya’ya yakın tarafında sıralarsak önce Thutmosis Obeliski (Dikilitaş) sonra Yılanlı Sütun ve daha sonra ise Örme Dikilitaş yer alır. Mutlaka Hipodrom’dan geriye kalan tüm anıtlar ilginçtir fakat üzerinde yazılar bulunan Thutmosis Obeliski çok daha gizemli görünüyor. Tabi 18. yüzyıla kadar okunamamış Mısır hiyeroglif yazısı Thutmosis Obeliski’ni biraz daha ilginç kılıyor.
Aslı 30 metre olduğu düşünülen Thutmosis Obeliski taşıma esnasında veya daha sonraki bir değişiklikle boyu kısalmış kaidesi hariç yaklaşık 18,5 metrelik kısmı kalmış. Bu hali ile dahi 200 ton ağırlığında olduğu tahmin ediliyor.

Thutmosis Obeliski’nin tarihi…
Dikilitaş ilk olarak Mısır firavunu 3. Tutmosis tarafından MÖ 1550’li yıllarda yaptırılmış ve Karnak tapınağına dikilmiş. Roma imparatoru 2. Constantius MS 357 yılında dikilitaşı tahtta bulunuşunun 20. yılı onuruna Nil ırmağı üzerinden İskenderiye şehrine getirtti. Dikilişi o kadar uzun süre almış ve güçlükle gerçekleşmiştir ki MS390 yılında bunu başaran Theodosius Dikilitaş’ın üzerinde durduğu kare bloğa bu devasa anıtın dikilişini betimletmiş ve kaidesine de bunca yıl direnmesine rağmen imparator Theodosius’a boyun eğmek zorunda kaldığını ve 32 günde nasıl dikildiğini sütunun ağzından aktaran Latince ve Grekçe kitabe yazdırmış.

Grekçe kitabede “Devamlı bir suretle yerde duran bu taşı dikme cesaretini İmparator Theodosius gösterdi ve yardımına Proclus çağrıldı. Bu şekilde otuz iki günde yerine dikildi” cümleleri yer alıyor.
Latince kitabede ise “Önceleri direnmiştim; fakat yüce efendimizin emirlerine itaat ederek, yenilen tiranlar üzerinde zafer çelengini taşımam gerekti. Her şey Theodosius ve onun kesintisiz sülalesine boyun eğiyor. Bana da galip geldiler ve reis Proclus’un idaresi altında otuz günde yükselmeye mecbur oldum” cümleleri yer alıyor.

Taşın üzerinde ne yazıyor?
Kuzeybatı cephesi
18. sülaleden Yukari ve Asagi Mısır’ın sahibi 3. Tutmosis, Tanrı Amon’a kurbanını sunduktan sonra Horus’un yardımıyla bütün denizleri ve nehirleri hükmü altına alarak hükümdarlığının otuzuncu yılı bayramında bu sütunu daha nice zamanların getireceği bayramlar için yaptırdı ve dikti.
Kuzey cephesi
Gizli ve kutsal ismin her tecellisine mazhar olan tanrı Amon’a kurbanını büyük bir acz içinde sunduktan sonra, ondan yardımlar dilenerek güneyin dostu, dinin nuru iki tacın (Aşağı ve Yukarı Mısır) sahibi, kudretli hükümdar ülkesinin sınırlarını Mezopotamya’ya kadar götürmeye azmetti.
Güneydoğu cephesi
Güneşin doğduğu sırada sahip olduğu altın renkleri dünyaya yayan Horus’un verdiği kuvveti, serveti, kuvvetli sevgi, saygıyı taşıyan ve Aşağı ve Yukarı Mısır’ın tacına sahip olan ve bizzat Güneş tarafından seçilmiş olan firavun, bu eseri babası Ra için yaptırdı.
Güney Cephesi
Tanrı Horus’un lütfuna mazhar olan ve Güneş’in oğlu unvanını taşıyan Aşağı ve Yukarı Mısır’ın hükümdarı olan firavun, kudret ve adaletle bütün ufuklara nur saçtı. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaştı, bütün dünyayı mağlup etti. Sınırlarını Naharin’e kadar yaydı. Mezopotamya’ya azimle gitti, büyük savaşlar yaptı