9 Ocak 2020 Perşembe

Yoğurdun Fransa hikayesi

İnsan hakları savunucusu Arlet Natali Avazyan'ın 8 Ocak 2020 tarihli yoğurdun Fransa'daki hikayesi

Ailenin büyük oğlu Aram Dökmeciyan (1886-1964) Venedik’te eğitimini tamamladıktan sonra küçük kardeşi Artin ile birlikte Paris’e gönderilir.

Aram Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde hukuk doktorası yaparken babası ölür ve İstanbul’dan para
gelmemeye başlar.
Bunun üzerine Aram baba mesleği yoğurtçuluğa başlar.
ARAM' ın ilk aklına gelen geçim kaynağı, bir, iki inek alıp bunların sütlerinden yoğurt yapmak ve bunları çevreye satmak olmuştur. Kardeşi Artin ise, bu işte fayda görmediğinden
Aram'ın görüşüne katılmamıştır+ 
. Aram, önceleri, yaptığı yoğurtları bir sokak başında teşhir etmeye başlamış ve gelip, geçenlere yoğurdun faydalarını anlatmak için durmadan dil dökmüştür.
.
Ancak Fransızlar, bu beyaz nesneye bakıp bakıp geçmişlerdir.
Aram, ilk günlerde yoğurtlarını kom­şularına ve 
tanıdıklarına, reklam maksadıyle, parasız olarak dağıtmıştır.
.
Ancak çevresi küçük ve basit insanlardan kuruludur Aram'ın. Yoğurt alanlar, bunun tadına korka korka bakmışlar, sağlığa zararlı olabilir endişesi ile yemek
istememişlerdir. Fransızlar yoğurdun tadını beğenmedikleri++ 
gibi sağlık içinde zararlı olabileceğini düşünerek yoğurda fazla ilgi göstermez.
:
Ama Aram, yılmaz ve tek çareyi.o sıralar Paris'te tıp alanında şöhret yapan Pasteur Enstitüsü 2. Direktörü Prof. Meçnikof'a baş vurmakta bulur. Bu profesör, Fransa'da, devrinde o kadar ünlü bir
kişidir ki, nerdeyse, ona gösterilen hasta, ölümü yener kanaati Fransa'da hayli yaygın bir hale gelmiştir.
.
En azından Prof. Meçnikof'a. insan ömrünü uzatabilecek üstün bir bilgin gözü ile bakılmaktadır.

Aram, Rus asıllı Meçnikof'un tıp mesleğindeki yaygın ününden yararlanmak+ 
ister. Bir gün ona, itina ile hazırladığı birkaç kâse yoğurdu götürür.
Pasteur Enstitüsünün ünlü doktoru, Aram’ın getirdiği yoğurtları inceden inceye tahlil eder.

O sırada bu tarz yo­ğurdun Bulgaristan’da daha yaygın şekilde yapıldığını Aram'dan işiten Meçnikof, günlerce 
yoğurt üzerindeki laboratuvar araştırmalarını tekrarlar.

Aram , profesöre, her gün birkaç kâse yoğurt götürür ve onu bu suretle yoğurda alıştırır. Aram'ın, Dr. Meçnikof'tan tek dileği vardır.:
Kendisine hitaben, iki satırdan ibaret bir tezkere yazması.
Daha doğrusu, yoğurdun,
sağlığa zararlı tarafı bulunmadığına dair bir rapor vermesi...
Profesör Meçnikof, müteaddit defalar yediği yoğurdu esaslı tahlillerden geçirir ve Aram Dökmeciyan’ın istediği yazıyı verir.
.
Bu yazı, özetle:
«Aram’ın yaptığı yoğurdu yedim. Aynı zamanda tahlil de ettim.
Sağlığa zararlı olmadı­ğı gibi, vücut için yarayışlı ve dinçlik verici hassaları bulunduğu kanaatindeyim...»cümlelerini kapsamaktadır.Aram Dökmeciyan'ın gözbebekleri, nerdeyse yerinden fırlayacaktır. Gayesine erişmenin heyecanı ve sevinci içerisindedir.Hemen
ineklerinin adedini artırır ve kadrosunu genişletir.
Yaptığı yoğurt kâselerinin üzerine ünlü Profesör Meçnikof'un raporunu âdeta marka gibi yapıştırır.
Meçnikof'un rapor özetini yoğurt kâselerinde okuyan Fransızlar. Aram'ın yoğurdunu kapışırlar.Kısa sürede «Aram Yoğurdu»
Fransızların sofrasında, şarap gibi, aranan bir gıda olur. Bir moda salgını gibi, sofraları istimaddeten zengin etmiştir.

Bunun üzerine Paris’te “Aram Yoğurtları” aranır hale gelmiştir. Aram zengin olsa da İkinci Dünya Savaşı sırasında biricik oğlunu kaybedince üzüntüsünden
çalışamaz hale gelir; tesisini Danone firmasına satmak zorunda kalır. Fransız sofralarında, şarabın yanı sıra yoğurdun da baş köseyi alması, Aram Dökmeciyan adında İstanbul’dan, Paris’e hukuk öğrenimi yapmaya gitmiş bir gencin gayretlerinin sonucudur.

Aram Dökmeciyan,
1962 yılında. 78 yaşında, inzivaya çekildiği .Nice'te öldü.
https://twitter.com/nataliavazyan/status/1214918557311602688?s=12