5 Haziran 2011 Pazar

Kıbrıs’taki sorunlar


Kötü politikacı, kötü bir büyücü çırağı gibi çozülmez sorunlar yaratır

Ben 1970’lerden önce adaya gitmedim, fakat Ankara’da okuduğum okullarda Kıbrıslı arkadaşlarım vardı. Bütün taşradan gelenler gibi içlerine kapanıktılar, ilk anda başkalarının arasına kolay karışmıyorlardı ama dost olduğumuzda bu buzlar çok çabuk eriyordu ve hayatımız boyunca devam eden Mülkiye arkadaşlığı kaldı. Kendilerine özgü şivelerini kullanırlardı. Ama okul bittiğinde ve Türkiye’deki oturma uzadıkça İstanbul şivesini de kusursuz benimsediler.
Perşembe akşamı gene Kıbrıs televizyonunda bir program seyrettim. Konu hassastı, adaya gelip yerleşen Türkiyelilerle yerli Kıbrıslılar arasında artık herkese malum gerilim söz konusuydu. Londra ve Zürih antlaşmalarıyla kurulan Kıbrıs cumhuriyetinin ne iki toplumlu statüsü ne de bayrağı benimsenmiştir. Bu bayrağı hararetli biçimde sallayarak meydana dökülenleri dinlemek istedim. Konuşmacı bütün Kıbrıslıların yakından bildiği öğretmen kökenli bir Kıbrıs Türk aydınıdır. Tartışmadaki muhatabı Kıbrıs’ın tarihe geçen şehitlerinden Ecved Yusuf’un oğluydu. Konuşma Türkiyelilerin Kıbrıslılarla olan sorunları üzerineydi.

Kıbrıs’ta yaptığımız hataları Kafkasya'da da tekrarlıyoruz

Şu noktayı belirtmem gerekir. Öğretmenin Türkçeyi kullanımı ve ifade gücü Türkiye’deki öğretmenlerin çoğunda rastlanmayacak kadar mükemmele yakındı.

Kıbrıslılar laik tavırlıdır; Toroslardan 16. yüzyılda adaya yerleştirilen Türkmenlerin çocukları ve torunlarıdırlar. Din konusundaki tutumları daha özgürce ve belki de daha az bilgililer. Gerilimin nedenleri 1974’ten sonraki iskan politikalarında ve adayı ziyaret edenlerin dikkatsiz tutumlarında aranmalı.

II. Cihan Harbi’nde Britanya adalarına konuşlandırılan müttefik Amerikan kuvvetlerine İngilizler ve İskoçlarla nasıl temas edeceklerini öğreten talimatname kitabını okudum. İlginçti, dikkatli davranış ve üslup tavsiye ediyor ve bilgilendiriyordu; oysa ben Kıbrıs’a gidenler için böyle bir talimname hazırlandığını hatırlamıyorum.

Çağımız Türk bürokrasisinin laubalilik ve yalapşap iş görme sorunları ve yüzeyden tedbirler almak, baştan savma iş görmek alışkanlığı malum. Politika ise gerçekten zor ve yaratıcı bir sanat; kötü politikacı ise kötü bir büyücü çırağı gibi onulmaz sorunlar yaratıyor. Kültürel birlik içinde olduğumuz Kıbrısla Avusturya-Almanya ikileminden daha sorunlu bir ortama girdik ve benzer hataları Kafkasya’da da tekrarlıyoruz. Sorunları sadece bayraklı sokağa çıkan ve nahoş sloganlar atanlarda aramamak lazım.

İlber Ortaylı
(Milliyet, 08.05.2011)