Adolf
Hitler, 20
Nisan 1889
yılında Yukarı
Avusturya'nın Braunau
kasabasında doğdu. Bir gümrük memuru olan Alois
Hitler (1837–1903) ve Klara
Poelzl (1860-1907) 'ün beş
çocuğundan üçüncüsüdür.
İlk tahsilini doğduğu kasabada yaptı. Orta
tahsiline Linz
şehrinde başladı. O sıralarda, ilerde memur
olmasını isteyen babasıyla zıtlaşıyor,
ileride ressam olmak istediğini söylüyordu. Sevmediği
dersleri asıyor, hiç ilgilenmiyordu (ileride
öğretmenlerini çok sert biçimde eleştirmiş,
sadece tarih öğretmenini çok sevdiğini ve ona
çok şey borçlu olduğunu belirtmiştir).
On üç yaşında tüberkülozdan babasını
kaybetti. Daha sonra ağır bir ciğer hastalığı
geçirmiş, bir yıl kadar okuldan ayrı kalmış,
okuldan ayrılmak için aradığı fırsatı
yakalamıştır. Daha sonra okuldan ayrılmış,
16 yaşından 19 yaşına kadar annesinin parasıyla
keyfince yaşamış, annesinin yaşadığı
mali sıkıntıya rağmen para kazandıracak
hiçbir işte çalışmamıştır.
Bu sıralar tek yaptığı şey arada bir resim
yapmak ve kahvehanelerde arkadaşlarına siyasi nutuklar
çekmekti (daha sonra bu yıllardan hayatının en
güzel yılları olarak bahseder). On dokuz yaşına
geldiği 1907 yılında annesini kaybetti. Ressam olma
ümidiyle Viyana
Güzel Sanatlar Akademisi sınavına girdi ancak
başarısız oldu. Bir süre, yapıp sattığı
resimlerden kazandığı parayla, sefalet içinde
yaşadı. 1912'de
Viyana'dan
Münih'e
geldi. 1914'de
I.
Dünya Savaşı çıkınca
Hitler, Bavyera
ordusuna gönüllü olarak girdi. Alman mağlubiyetinden
sonra Hitler, arkadaşı mühendis Feder
ve altı kişi tarafından kurulmuş olan Alman
İşçi Partisi isimli gizli bir fırkaya
katıldı ve kısa sürede bu fırkanın
reisi oldu. Fırkanın adını NSDAP
(Nationalsozialistische Deutsche Arbeiter Partei/ Nasyonal
Sosyalist Alman İşçi Partisi) olarak değiştirdi
ve nüfuzunu arttırdı. Taraftarlarına kısaca
"Nazi"
ismi verildi. Kendisine de, taraftarları, rehber anlamına
gelen "Führer"
lakabını verdiler. Parti 25 maddelik bir program hazırladı.
Bu programın ilk maddesi Almanya'yı
Versay'ın
zilletinden kurtarmak idi. Alman vatandaşlığının
yalnız Alman kanını taşıyanlara hasredilmesi
lazım geleceği programın temel maddelerindendi. Aynı
zamanda büyük
sermayeyi devleştirmek de yine
programın esaslarından birini teşkil eder. Völkischer
Beobachter adlı gazeteyi yandaşları
çıkarıyordu. Josef
Goebbels bu gazetenin tamamen parti bülteni
halini almasını sağladı. Gazetede partisinin
fikirlerini açıklayan makaleler yayınladı.
Adolf Hitler ve Benito
Mussolini Yugoslavya
gezisinde.
1924'de
Münih'ten hükümeti devirmek için teşebbüslerde
(Birahane Darbesi) bulundu fakat başarılı olamadı.
Bunun üzerine 10 ay hapse mahkum edildi ve bu zaman içinde
"Mein
Kampf" (Kavgam)
isimli bir kitapta fikirlerini yazdı. Bu kitap, partinin bundan
sonraki faaliyetlerine yön verdi. 1924 ve 1929
yılları arasında partisi başarısız
oldu. Ancak Dünya
Ekonomik Krizinden sonra daha fazla oy
kazanabildi (1929). 1930
seçimlerinde yüzde 18 oy ile SPD'den
sonra ikinci büyük parti oldu. Hitler'in oyları
Katoliklerden
daha fazla Protestanlardan,
şehirlerden daha fazla kırsal bölge ve kasabalardan,
işçilerden daha fazla orta ve üst kesimden geldi.
Seçimle işbaşına gelen Adolf Hitler kısa
zamanda anayasa değişikliği hakkını elde
etti. Hemen ardından diğer partileri yasakladı. Büyük
bir propaganda faaliyeti yürüterek ve olağanüstü
hitabet ve ikna kabiliyetini kullanarak bütün Alman halkını
Nazi bayrağı altında birleştirdi. Kendisini,
Almanların yanılmaz büyük lideri ilan etti ve
halkı da buna inandırdı. Bundan sonra Alman halkı
ölümüne kadar Hitler'in peşinden körü
körüne gitmiştir.
Halka, ülkeyi içinde bulunduğu durumdan
kurtaracağına söz verdi ve bu yolda çalışmalarına
başladı. Almanya'da aşırı artış
gösteren işsizliği savaş hazırlığı
için kullanarak, iş sahası oluşturdu. Ülke
genelinde büyük otobanlar inşa ettirdi.
Ülkedeki bütün aksaklıkların nedeni olarak
Yahudileri ve çingeneler gibi bazı azınlıkları
gösteriyor, Alman ırkının üstün ırk
olduğunu söylüyordu. Bütün bir Alman halkını
da bunlara inandırmayı başardı ve tarihin en
büyük soykırım faaliyetine girişti. Bütün
Yahudileri toplama kamplarında topladı. Çalışabilecek
durumda olanlar ayrıldıktan sonra diğerleri gaz
odalarında öldürülüp, fırınlarda
yakıldılar. (Bu faaliyetler sadece Almanya'da değil,
daha sonra işgal edilen bütün ülkelerde de
gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm Avrupa'da
yaklaşık olarak 5.5 milyon Yahudi ve yarım milyon
çingene öldürüldü.) Alman ırkını
iyileştirmek adına, binlerce zihinsel engelli insan da
hastanelerde, verilen gizli emirlerle öldürülmüştür.
Hitler, tüm Almanca konuşan insanları bir çatı
altında toplamak istiyordu (Avusturya ile Almanya sınırında
bulunan bir kasabada doğması bunun nedenlerinden biri
olarak gösterilir). Bu amaçla önce Avusturya'yı,
daha sonra Çekoslavakya ve Polonya'yı işgal etti. Bu
işgaller, İkinci Dünya Savaşı'nı
başlatan kıvılcım oldu. Batı
Avrupa ülkelerini ve Rusya'yı
karşısına aldı. Bu cephe genişliği II.
Dünya Savaşı'nın sonucunu
belirleyen en önemli etken oldu. Napolyon'un yaptığı
hatayı tekrarlayarak kışın Rusya'ya savaş
açması ve daha sonradan Amerika Birleşik
Devletleri'nin de savaşa dahil olması yenilgiyi hazırladı.
Savaş sonucunda Almanya'nın
yenilgisini gören Adolf Hitler ümitsizliğin iyice
artması üzerine 30
Nisan 1945'te
Berlin'de
karısı Eva
Braun'la birlikte aynı anda siyanür hapı
içip, önce Eva Braun'u sonrada kendisini bir silah
vasıtasıyla vurarak intihar etti. Kendi isteğiyle
Führerbunker bahçesinde benzinle cesetleri yakılmıştır.
Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından
yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia
edilmektedir. Tüm bu 'resmi' hikayeye rağmen Hitler'in
sonuyla ilgili çeşitli iddialar 'komplo teorileri'
seviyesinde de olsa hala tartışılmaktadır.
Hitler ölmeden önce ikili vasiyetnamesini yazdırmıştır:
Siyasi ve Özel Vasiyetname. Hitler'in siyasi vasiyetnamesi bir
hınç çığlığıdır. Ona
göre; Almanya bütün milletler için bir zehir
gibi tehlikeli olan Yahudileri ve Bolşevizm'i kovalamaktan asla
vazgeçmemelidir. Almanya'nın geleceğini tartışmasız
bu olgu belirleyecektir. Hitler, savaşa girmekte haklı
olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri
sorumlu tutuyordu. Özel Vasiyetinde ise, tüm hayatı
boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu
şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi.
Tüm şahsi mallarını partiye eğer parti
kalmamışsa devlete bıraktığını
söylüyordu.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Adolf_Hitler