3 Mayıs 2009 Pazar

Milli mücadeleye karşı cemiyetler


Milli
mücadeleye karşı cemiyetler

Mondros Ateşkes
Antlaşması sonrasındaki işgal ve kışkırtmalar,
gayrimüslim azınlıkların evvelce gizli olarak
kurdukları cemiyetlerin ayrılıkçı
faaliyetlerini yoğunlaştırmalarına ve bu arada
aynı amaçla yeni cemiyetler kurmalarına zemin
hazırladı. Özellikle Yunanistan, Türkiye'nin
içinde bulunduğu durumu tarihsel hedefi olan Megali
İdea'yı (Büyük İdeal) gerçekleştirmek
için fırsat olarak gördüğünden bu
faaliyetleri örgütleme ve yönlendirme görevini
üstlenmişti.Rum azınlığın kurduğu
cemiyetlerin en önemlisi Mavri Mira Cemiyeti idi İstanbul
Rum Patrikhanesinde Patrik Vekili Droteos'un başkanlığında
kurulan bu cemiyet, doğrudan Yunan başbakanı
Venizelos'tan direktif almaktaydı. Büyük bir maddî
güce sahip olan cemiyetin elindeki altın miktarı o
günkü Yunan hükümetinin sahip olduğu altın
miktarından daha fazlaydı.

     
Mavri Mira Cemiyeti Megali İdea'nın gerçekleşmesini
sağlamak için gerekli faaliyetleri yürütmek
için kurulmuştu. Cemiyet bu amaçla Osmanlı
vilayetleri dahilinde çeteler kurmayı ve yönetmeyi,
miting ve diğer propaganda faaliyetlerinde bulunmayı
üstlenmişti. Yunan Kızılhaçı ile
resmi muhacirin komisyonu da bu cemiyete bağlıydı.
İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsolosluğu silah ve
cephane deposu haline getirilmiş, kiliseler ibadet yerinden çok
askeri ambarlar şekline dönüştürülmüştü.
Ermeni Patriği Zaven Efendi'yi de satın alan Mavri Mira
Cemiyeti Rum okullarındaki izci örgütlerini de
yönetmekteydi.

      Pontus Rum
Cemiyeti, ilk defa 1904 yılında Merzifon Amerikan
Koleji'nde gizli olarak kurulmuştu. 1908 yılında
Samsun'da Müdafaa-i Meşrute, daha sonra Mukaddes Anadolu
Rum cemiyetlerinin kurulmasıyla Pontus teşkilatı
genişletilmiş, Batum'dan İnebolu'ya kadar olan bölgede
bir çok şube açılmıştı. Pontus
Rum Cemiyeti 1909 yılında atina'daki Küçük
Asya (Asya-yı Suğra) Cemiyeti'nin emri altına girmiş,
ertesi yıl Pontus adlı bir risale yayınlayarak
çalışamalarını daha da yoğunlaştırmıştı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus işgal
döneminin himaye ettiği bu faaliyetler ateşkes
sonrasında bu kez Yunanistan'ın güdümünde
yeniden hız kazanmıştı. Cemiyetin amacı
Batum'dan Sinop'a kadar uzanan Karadeniz sahillerinde başkenti
Trabzon veya Samsun olan bir Karadeniz Rum Cumhuriyeti kurmaktı.
Bu amaçla İstanbul'da Pontus adıyla bir gazete
çıkarmaya başlamış, Orta ve Doğu
Karadeniz bölgesinde Rum azınlığın yaşadığı
yörelerde silahlı çeteler oluşturmuştu.


     
Diğer taraftan aynı amaç doğrultusunda siyasî
faaliyetlerde bulunmak üzere Avrupa'ya heyetler göndermekteydi.
Pontusçu Rumlar bir taraftan da Ermenilerle asıl
sahiplerini unutmuş göründükleri Trabzon'u
paylaşamamak yüzünden rekabet halinde bulunuyorlardı.
Bu cemiyetin iç yüzü 16 Şubat 1921'de Merzifon
Amerikan Koleji'ne yapılan ani bir baskın sonucunda ortaya
çıkarıldı. Ayrıca kolejin Amerikalı
yönetiminin ele geçen evrakında, İslam ve
Osmanlı devleti Hristiyanlığın en büyük
engeli ve düşmanı olarak gösterilmekte, Rum ve
Ermeni çocuklarını din ve devlet düşmanı
olarak eğitirken amaçları anlaşılmasın
diye bir kaç müslüman çocuğa yaptıkları
yardımı büyük günah saydıkları ve
bunun için Hazreti İsa'dan af diledikleri
belirtilmekteydi.

      Rum azınlık
tarafından kurulmuş diğer bir cemiyet İstanbul'da
Galata'da Minevra Hanı'nda Rum Muhacirleri Merkez Komisyonu açık
adıyla faaliyet gösteren, gerçekte Etnik-i
Eterya'nın kolu olarak çalışan Kordos
cemiyetiydi. Cemiyet, orta ve doğu Karadeniz bölgesinde Rum
nüfusu artırmak için göçmenler ve bu
arada göçmen adı altında silahlı Pontus
çetelerini yönetecek Yunanlı subay ve ajanlar
göndermekteydi.

http://belgeler.net/cumhuriyet-tarihi/milli-mucadeleye-karsi-cemiyetler.html